Engelli HaklarıYazarlar

Koronavirüs (Kovid-19) Engellileri Çok Olumsuz Etkiledi

Henüz aşısı da ilacı da olmayan Koronavirüs Kovid-19 Dünya’yı hazırlıksız yakaladı. Onu ancak güçlü bağışıklık sistemimiz ve evlerde izole yaşamaya özen gösterirken hayata olan inancımız ve kararlılığımızdan asla vazgeçmemek ile yenebiliriz.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun %15’ini engelliler oluşturuyor. Dünya genelinde ise 1 milyar engellinin yaşadığı varsayılıyor.

Engellilerin kapsayıcılık içinde eğitim, iş ve sosyal hayata katılımı için devletler politikaları ile…

Sivil toplum örgütleri güçlü hak savunuculuğu ile…

Akademisyenler eğitimleri ile…

Aileler en iyi şekilde temsil ve takipleri ile…

Sosyal hayata katılımın arttırılmasında kazanılmış haklar ve uygulamaların daha da artması ve yaygınlaşması için çalışırken hepimiz bir anda kendimizi Kovid-19 belasının duvarına toslamış gibi bulduk.

Çünkü Koronavirüs sessiz sedasız en çok engelliler ve ailelerin hayatını altüst etmek ile kalmadı adeta felç etti.

Nasıl mı?

Kamuda çalışan engelliler için bakanlık Koronavirüs önlemleri alınmaya başlandığı ilk andan itibaren dezavantajlı gruplar içinde yer alan engelliler ve hamilelere 12 günlük idari izinler verdi.

Virüsün yayılması ile vaka sayısının artmasını durdurmak için izole yaşamın önemi artınca “Daha önce Kovid-19 kapsamında idari izinli sayılanlar, yeni bir karar verilinceye kadar idari izinli sayılmaya devam edecekler” kararı 22.03.2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde yayınlandı.

Bakanlığın ilk aldığı karar ve Cumhurbaşkanlığı’nın yayınladığı genelge ile kamudaki 53 binden fazla engelli çalışanların tedirginlikleri ortadan kalktı ve engelli çalışanlar ve aileleri tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.

Buraya kadar her şey harika yönetildi…

Şimdi kamudan özel sektöre gelelim…

İdari izinler kamuda açıklandıktan sonra gözler özel sektöre çevrildi ve engelli çalışanlardan bizim için de izin verilecek mi? soruları bana art arda engelli çalışanlardan gelmeye başladı. Haklılar çünkü süreğen hastalık grubunda ki engelliler en çok risk altında yer alan engel gruplarından biri.

Yine ardından diğer engel grupları da aynı durumda risk altındalar…

Özel sektörde ne yazık ki izin verilmeyen binlerce engelli çalışan hala aktif işyerine gidip geliyorlar.

Bir yandan virüse yakalanma kokusu…

Diğer yandan işini kaybetme korkusu…

Ayrıca esnek evden çalışma/uzaktan çalışma olanağı olmayan sektör firmaları…

Ve bu durumda engelliler için gerekli esnekliği ve özeni göstermeyen işverenler nedeniyle zor durumda kalan engelliler ve aileleri var.

Bu durum ancak özel durumunuzu işvereninizle görüşerek ve istişare ederek çözülebilir. Çünkü İŞKUR ya da ilgili Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan özel sektör temsilcilerine engelli çalışanlar için gerekli esneklik ve kolaylığın gösterilmesi için çağrıda bulunmadılar. İlgili bakanlıkların hepsi açıklamalarında her bireyin gerekli tedbirler için gerekli özeni göstermesi gerektiğini her fırsatta vurguluyorlar.

İşverenlerin hızla engelli çalışanlar için gerekli tedbirleri bir an önce alması için tüm ilgili birimlerin harekete geçmesini bekliyoruz. Sağlık her şeyden önce gelir. Engellilerin risk durumunda oldukları gerçeği ikinci bir plana atılamaz. Çünkü hep ayrımcılık hem de suç.

Korononavirüs nedeniyle kaynaştırma öğrencileri, özel eğitim öğrencileri, fizik tedavi gören engelliler, rehabilitasyon merkezlerinden hizmet alan engelli bireyler, düzenli sağlık kontrolüne gereksinim duyan bireyler, down sendromlu, otizmli, epilepsi ve çok engelli bireyler vb. gibi engelli bireyler evlerde izole/hapsolmaya başladılar.

Geçen hafta yine sosyal medyada bana yazan engelli çocuklara sahip ailelerin çığlıklarını sosyal medyada hızla gündeme getirerek ilgili birimlerle paylaştım. Sürekli gözetim ve bakımına muhtaç olan engelli bireylerin anne ve babalarına kamu ve özel sektörde idari izin getirilmesi gerekiyor. Şuanda aileler çocuklarını korunmasız evde bırakarak çok daha büyük bir risk ile karşı karşıyalar. Yıllık izinlerini kullanmaları da izole yaşamın ne kadar süreceği bilinmediği için yeterli olmayacak. Bu konuda acil çözüm bulunması için risk kalkıncaya kadar idari izin ya da evden çalışma kolaylığı getirilmeli.

Sosyal medyadan bize yazan çok sayıda aile ile birlikte sosyal medyadan ve ilgili kurumların yetkililerini arayarak bu konuya dikkat çekmeye çalıştık ve olumlu bir geri dönüş olacağını düşünerek bekliyoruz. Devletin onlarca öncelikleri arasında ilk anda yer almayan bir konu olduğu için onlara bunu hatırlatarak hızla refleks alması için tüm bu durumda ki kamu çalışanı ailerlerin CİMER’e yazmasını ilk adımda öneriyorum.

Özel sektörde ki ailelerin de işverenleri ile durumu gözden geçirmeleri için yapıcı bir dille paylaşarak çözüme kavuşturabileceklerine inanıyorum.

Evden çalışan engelliler için sosyal yaşama dahil olmak ne kadar önemli ise evden çalışmak zorunda kalan ancak sosyal yaşamdan izole olan ve bunun üstesinden gelmenin hepimiz için ne kadar zor olduğunu anlatmak istemiyorum. Çünkü her dakika TV ve haber sitelerinde izliyor ya da okuyoruz. Hepimizin evde kalıp kendimize yeni fırsatlar oluşturmalıyız. Okuyamadığmız kitapları okuyabilir, mesleki ya da kişisel gelişimimizi arttıracak eğitim videolarını izleyebiliriz.

Sadece engelliler için Türkiye’nin Ulusal Engelli İstihdamı Danışmanlık Ajansı www.engelsizkariyer.com Engelliler İnsan Kaynakları ve Kariyer Sitesi Enocta işbirliği ile çok önemli başlıklarda E-eğitim ayrıcalığı sunuyor. eğer üye değilseniz bireysel üye olarak bu hizmetlerden yararlanabilirsiniz. Unutmayın bu hizmet sadece engelliler için geçerli engelli değilseniz lütfen üye olmayın!

Türkiye Otizm Meclisi Kovid-19 pandemisi ile ilgili otizmli bireyler ve ailelerinin karşı karşıya kaldıkları ve kalabilecekleri zorlukları bir duyuru ile paylaştılar.

-En önemli zorluklardan biri de otizmli bir birey virüse yakalanırsa (İlk muayene, karantina, tedavi ve olası yoğun bakım süreçlerinde) nasıl bir uygulama yapılacak? Bu durum Otizmli bireylerde olduğu kadar Down Sendromlu ve zihinsel engelli bireyleri de kapsamaktadır.

-Kamuda ve özel sektörde, Otizmli ve bakıma muhtaç çocuğu olan ebeveynlerden en az bir tanesinin izinli sayılması.

-EBA TV uzaktan eğitim sistemine eklenmiş olan modüllere ek olarak, televizyon ile eğitimde de özel eğitime yer verilmesi.

-MEB genelgesi ile, COVID19 salgını süresince ücret ödenmeyeceği belirtilen, yaygın eğitimde çalışan ücretli eğitmenlere bu süreç içinde gereken maddi desteğin sağlanması.

-Çocuklarımızın eğitiminde hayati önemi olan, özel eğitim merkezlerinin bu zorlu süreci maddi anlamda en az zararla atlatıp, ayakta kalabilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve destek verilmesi.

-Engelli rapor süreleri uzatılırken ileride olası yığılmaları önlemek için RAM raporu sürelerinin de uzatılması.

-Genel sokağa çıkma yasağı ilanı durumunda, otizmli bireylerin evdeki süreçte yaşayabileceği ağır krizlerin önüne geçebilmek adına, gereken önlemlerin aile tarafından alınması koşulu ile refakatçısıyla birlikte günde 1-2 saat sokağa çıkmasına izin verilmesi.

Koronavirüsün bizleri hazırlıksız yakaladığı ve karşımıza kar topu gibi çıkarttığı problemleri sosyal medya da gündeme getirirken Türkiye Otizm Meclisi’de sessiz kalmayarak önemli bir bilgilendirme çalışması yaptı. Türkiye Otizm Meclisi’nin Kovid-19 pandemisi ile ilgili sunduğu problem ve öneriler özellikle belirtmek istiyorum otizmli bireyler kadar tüm özel gereksinimli bireyler ve ailelerinin de problemi. Çözüm için sabırla ve el birliği ile yapabiliriz.

Koronavirüs önlemleri doğrultusunda okulların tatil edilmesi ile MEB’in 1 haftada olağanüstü gayreti ve takdirlik çabası ile Eğitim Bilişim Ağı (EBA TV) sistemi ile uzaktan eğitim programı hazırlandı. 1 haftalık ara tatilin sonunda ilk, orta ve lise öğrencilerin internet ve TV’den uzaktan eğitim programına başladılar. İzlediğim kadarı ile 1 haftalık çalışmada bu kadar ders ve konuların hazırlanması herkesin hayal edebileceği kadar kolay olmadığını bir TV programı yapımcılığı ve yönetmenliği yapmış kişi olarak söyleyebilirim. İlk adım harika ikinci adım ile bu eğitimlerin acilen tüm engel grupları için erişilebilir ve kapsayıcı hale dönüştürülmesi gerekmektedir.

EBA TV’deki eğitim programlarının her engel grubuna göre değişen erişilebilirlik standartlarına göre yeni formatları hazırlanmalı…

Özellikle görme engelliler için şekiller, resimler ve videolar betimlemeli olarak düzenlenmeli…

İşitme engelliler için işaret dili çevirisi eklenmeli…

Kaynaştırma öğrencisi özel gereksinimli bireyler için basitleştirilmiş içerik, anlatım ve metinlerden oluşan özel ders formatları hazırlanmalı…

Özel eğitim alan özel gereksinimli çocuklar için de ailelerin evde yapabilecekleri başlıklarda eğitim içerikleri hazırlanmalı…

Bu arada 24 Mart 2020 ve 23 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Koronavirüs pandemisinde engellilerin haklarının korunması için bir bildiri yayınladı.

Bir grup BM uzmanları 17 Mart 2020’de taraf devletleri “bu salgının düzenlenmesine yönelik insan hakları temelli bir yaklaşımın sürdürülmesinde istikrarlı kalmaya” çağıran ortak bir açıklama yayınladı.

BM, Engelli Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesinin, devletlere “engelli kişilerin korunmasını ve güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alma” silahlı çatışma durumları, insani acil durumlar ve doğal afetlerin meydana gelmesi dahil risk durumunda” Koronavirüs pandemisi boyunca haklar devam eder.

Dünya Sağlık Örgütü bildirisinde öne çıkan başlıklar şöyle;

-Engelli Hakları Sözleşmesi Komitesine göre sağlık hizmetleri gibi acil durumda ihtiyaç duyulacak tüm bilgilerin tüm engel gruplarına uygun biçimde erişilebilir olması gerektiğini vurgulandı.

-Koronavirüs’ün nasıl önleneceği ve neler yapılması gerektiğini anlatan içeriklerin dijital ortamda, altyazı, işaret dili, metin mesajları gibi tüm iletişim kanallarında kolay sade ve anlaşılır mod ve biçimde olması gerektiği vurgulanmıştır. Hatta okur yazarlığı güçlü olmayanlar, uzak yakın görme problemi olanlar gibi tüm dezavantajlı gruplar için bilginin şeffaflığı, uygun ve erişilebilir kolay erişilebilir (TV, web siteleri, cep telefonu uygulamaları vb gibi) mecralarda yer verilmeli.

– Hapisaneler, bakım merkezleri gibi bir çok alanda yer alan engelliler için gerekli hijyen ve korunmanın çalışanlar da dahil mekanda da en üst seviyede özen gösterilmeli.

Şubat ayında 81 kişinin kaldığı Amerika’nın Washington eyaletinde yatılı bakım merkezinde 34 personel ve 14 ziyaretçide Koronavirüs tespit edildi. Gerekli önlemler alınmadığı için 23 kişi hayatını kaybetti.

Yine İspanya’da bakım merkezi çalışanları yaşlılara destek olmak ve görevlerini yerine getirmek yerine onları yalnız bırakarak merkezden kaçtıkları ortaya çıktı.

-Engelli Hakları Sözleşmesi’nin 25. Maddesine göre engellilerin sağlık hakkını öne çıkartmaktadır. Buna göre Sağlık hizmetlerinin kapsamı, kalitesi ve standardında ayrımcılık yapılamaz.

Dünya genelinde engelli bireyler için devam eden Kovid-19 salgını nedeniyle engellilerin korunması ve gerekli rehber içerik ve desteklerin sağlanması içi çok farzla bir çalışma yapılamadı.

BM Engelli Hakları Özel Raportörü Catalina Devandas, engelli insanların “hayatta kalmalarının bir öncelik olduğunu ve güvence altına alınmayı hak ettiklerini” açıkladı. Devletlerin “kriz sürecinde engelli bireylerin ihmal edilmemesi ve ikinci plana atılmaması gerektiğinin de önemini ve aciliyetini vurguladı.

Ülkemizde olduğu gibi tüm Dünya ülkelerini aciz duruma düşüren Kovid-19 ile mücadelesinde engeller ve ailelerinin de ne kadar çok etkilendiklerini ve mağdur olduklarını unutmayalım!

Pandemi gibi olağanüstü durumlarda devletler ve politikaları bu problemi çözmek için çoğu zaman istemeden yetersiz kalabiliyorlar.

Şikayet etmek yerine hepimiz el birliği ile sorumluluk alarak çabalamalıyız.

Yetkililerin neler yapabilecekleri konusunda yapıcı, bilgilendirici iletişim dili ve kolektif bilinç ile birlikte çözebileceğimizi unutmayın.

Bu arada unutmadan hep engelli farkındalığı ve empatiden söz edilir. Engellilerin neler yaşadıklarının ve hangi zorluklarla karşı karşıya kaldıklarının daha iyi anlaşılabilmesi için.

Şuanda hangi konumda hangi ülkede hangi evde olursak olalım hepimiz evdeyiz. Evlere izole olmuş Koronavirüs fırtınasının geçmesini bekliyoruz.

Engelliler olarak,

-İşe gidemiyoruz…

-Toplu taşıma araçlarını kullanamıyoruz…

-Çok para verdiğimiz otomobilimizi kullanamıyoruz…

-Eğitim için okula gidemiyoruz…

-Sosyal alanlara (park, AVM, müze, eğlence alanları, sinemaya, lokantaya, sergi alanları, konserler vb.) gidemiyoruz…

-En çok sevdiğimiz tokalaşmak, sarılmak bunların hiçbirini yapamıyoruz…

-Komşularımızla, akrabalarımızla ve sevdiklerimizle yüz yüze görüşemiyoruz…

Daha saymakla bitirmeyeceğim onca şeyi yapamadığınız için sizler nasıl hissediyorsunuz?

Ayrımcılığa uğramış dışlanmış gibi mi?

Yaşaması, kabullenmesi çok zor bir durum değil mi?

Peki şimdi gerçek olan bugünleri yaşarken engelliler ve ailelerini düşünerek bir empati yapalım…

Empati yapmak bile insanı acıtıyor değil mi?

İşte engelliler ve aileleri bu acıyı en şiddetli bir biçimde hissederek yıllardır izole yaşamaya devam ediyor.

Umarım bu süreci atlattığımızda hepimiz bir daha engellilere karşı ayrımcılık ve önyargılı davranışlar sergilemeyiz. Ayrımcılığın olmadığı bir dünyayı kapsayıcı bir dille birlikte inşa edebiliriiz.

Yeniden sağlıklı günlere birlikte kavuşmak dileğiyle.

Son söz Albert Einstein’a bırakıyorum.

“Dünya, ona zarar verenler yüzünden değil,buna hiçbir şey yapmadan bakanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.”

#EvdeKalTürkiye

26.03.2020

Mehmet Kızıltaş

Sosyal Girişimci, Engellilerle İletişim ve Engelli İstihdamı Uzmanı, 360 Derece Sosyal Liderlik ve Engellilerle İletişim Kitapları Yazarı ve Eğitmen.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu